Let It Snow!
Az önce evime gelen arkadaşlarımı yolcu ederken farkına vardım. Kar yağmaya başlamış! Üniversiteye gittiğim şehirde, bu ikinci kar oluyor, benim ise burada üçüncü yılım bu. Hemen oturdum bilgisayarımın başına, sıcacık evimde, elimde sıcak zencefilli çayım ile, minik ışıldayan Xmass light’larım eşliğinde, Xmas şarkıları dinliyorum. Noel ruhu diye mızmızlandığım şeyin yüzde yirmi beşini yaşıyorum şuan sanırım.
Dışarıda karın usul usul yağmasını izlerken insanın aklına gelebilecek sınırlı şey var sıcacık evinde tek başınayken. Köşede yanan, odunları çıtırdayarak yanan bir şömine, yanında romantik bir yemek, ufak bir puf…
Kime ne zaman denk gelir, bilinmez. Ben yakalayamadım daha o şansı ama yalnız olmak, çok mu dert? Mutlu olmak, huzurlu hissetmek için çok neden var etrafımızda.
Ebeveynlerinizden uzakta olabilirsiniz, hayatınızda bir yığın olumsuz olaylar meydana gelmiş ve siz bu yazıyı okurken bile meydana gelmeye devam ediyor olabilir, aşk hayatınızda istediğiniz düzeni tutturamamış olabilirsiniz, arkadaşlarınızla, en güvendiklerinizle, en yakınlarınızla kavga etmiş veya dargın olabilirsiniz, finansal sıkıntılarınız olabilir, en kötüsü, etrafınızda ‘seni seviyorum’ diyen biri olmayabilir, önemsendiğinizi gösterebilecek kimse olmayabilir… Yine de pencerenizden dışarı baktığınızda, sıcacık evinizin derecesi sizi ısıtıyorken, kar yağması size mutluluk ve huzur verebiliyorsa, elinizde bir porselen kupa ile sıcak bir şeyler içebiliyorsanız, ev arkadaşınız sizinle beraber sıcak bir sohbet eşliğinde gülebiliyorsa, sizin için hayat yaşamaya değer. Çünkü, hava soğuk olmasına rağmen, endişeleneceğiniz bir şey yok ortada. Eviniz, başınızı sokabileceğiniz bir yer, en iyisi ‘’sıcak’’ diyebileceğiniz bir kupa çayınız var.
Evet doğru, çoğumuz hala fazlasını istiyoruz. Kendimden başlıyorum; Yurtdışına çıkıp, Noel ruhunu o sokaklarda hissetmek, deli gibi alışveriş yapıp kesik eldivenlerimin arasında bir Starbucks kartonu ile ısınmak, kar yağarken tepemden, ışıl ışıl vitrinlere bakmak, çizmelerimin altında o karın ezilme sesini duymak, Merry Christmas Darling şarkısını her girdiğim dükkanda duymak istiyorum. Daha fazlasını da istiyorum belki.
Hiçbirini yapamıyorum evet. Aramam gereken daha temel ihtiyaçlar var, ama işin özü de bu değil mi? Hayal etmek, bir amaç uğruna hareket etmek?
Şuan o kadar gelişigüzel yazıyorum ki, kafamda biriken çok ama çok materyal var… Umarım açık olabilmişimdir. =) Kısaca şunu söylüyorum; bunca yaşadığımız olumsuzluğa rağmen, - tamam kendi adıma konuşuyorum- Bunca yaşadığım olumsuzluğa rağmen, aniden yaşadığım şehirde kar yağdığını görmek beni mutlu edebiliyorsa, hayatta mutlu olmayı sağlayabilecek çok çok daha fazla etken oge var demektir. Sonuç olarak, hayal ettiğimiz ve umudumuzu kesmediğimiz sürece yaşayabiliyoruz değil mi ? :))
Yorumlar
Yorum Gönder