Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

25 - Pretty Much Amazing Record

Resim
Biliyorum, herkesin beklediği buydu. Yeni bir albüm. Yeni başyapıtlar. Beklediğimizi alabildik mi peki? Verdiği koskoca 4 yıl aradan sonra tekrar endüstriye geri döndü Adele. İnsanların kafasında farklı algılar ve tahminler vardı. 21 gibi olmaz diyordu bir kesim, "Mutlu sonuçta, gökkuşağı ve tek boynuzlu atlardan mı bahsedecek?" Öyle de olmadı pek. İlk teklisi Hello , yine kalbi kırık bir çalışma oldu, ilk olarak. En azından her şeyi denediğini söyleyerek yine severlerinin kalbine dokundu, bir de üzerine Xavier Dolan'ı yönetmen koltuğuna oturtup müzik video çalışması yaptı. Tam oldu. 5 güde 100 milyon izlenmeyi geçti, kırdığı liste rekorlarına değinmeyeceğim bile.  Şarkının liste başarısı zaten hepimizin sürekli dinlediğini belirtiyor. Albüm sıralamasında 2. sırada olan Send My Love ( To Your New Lover) , bir Max Martin ve Shellback çalışması. Akustik bir gitarla başlayan bu çalışmanın çıkma hikayesi ise şu; Taylor Swift'in  bir şarkısına radyoda ra...

Belki de, İstemiyorduk... Ama Oldu.

Resim
Mezuniyet. Kelime olarak insanın aklında uyandırdığı hep mutlu, gülümsemeli şeyler. Kep töreni, kutlama, akşamına deliler gibi eğlence... Siz öyle görür müsünüz bilmem ama, ben iki kez mezuniyet kutlamış biri olarak kendimi şanslı görüyorum, bir çok açıdan. İlkine ailem geldi, akşamını es geçiyorum. İkincisini ise arkadaşlarımla kutladım, malum evden uzakta okuyordum. Akşamı mı? Muhteşem oldu. Her şey istediğim gibiydi. Yanımda olmasını istediğim insanlarla birlikteydim, evet eksikler vardı, büyük ölçüde mutluydum işte. O akşam çekilmiş bütün fotoğraflarda ağzım kulaklarıma kadar varıyordu, hepimizin gözleri ışıldıyordu adeta. Ertesi günleri de güzeldi elbette. Hava sıcaktı, yaz aylarını çok sevdiğimi bilmeyen yoktur herhalde, buna bağlı olarak da yine cıvıl cıvıl dolaşıyordum etrafta... Ta ki; eşyalarımı toplayıp eve dönene kadar... Eve geldiğimde, eşyalarımı  anılarımı yerleştirirken idrak etmeye başladım: Büyümüştüm. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Elimde kocaman...

Sorun Sende Değil, İçinde Yaşadığın Dünyada Bulunan Taş Kalpli İnsan Figürlerinde!

Resim
Uzun zamandır neyi yazsam diye düşünüyordum. O kadar çok olay oldu ki, hangi birini yazsam diye... Sonra düşündüm ve dedim ki, bunca şeyin arasında, en çok baş kaldırdığım, olmaz kabul ettiğim şey hakkında yazayım: ALDATMACA ve YALAN. Hiç farketmiyor, herhangi birine, arkadaşınıza, dostunuza, kafede tanıştığınız birine ya da duygusal olarak bi'şeyler yaşadığınız/yaşayacağınız kişilere güveniyorsunuz. Mutlaka bir yerde söylenilen şeylere inanıyorsunuz. Ancak sonrasında ne oluyor? Ben cevap vereyim; hüsran. Kendim için konuşmuyorum, derim o kadar kalınlaştı ki, artık bir çoğunu umursayamıyorum, istesem dahi ancak, bu demek değil ki; Evet beni de kandırabilirsiniz, aldatabilirsiniz. Yok abi öyle şey. Kimse kusura bakmasın, ama tutup bir söz veriyorsan, cinsiyet olarak değil ama tabiri caizse, ben sözünün adamı olmanı beklerim. ADAM olmanı beklerim, İNSAN olmanı beklerim. Duyguların olduğunu farzederim çünkü. Ama son zamanlarda bakıyorum, önüne gelen gününü kurtarma peşin...