Katy - PRISM
Hadi biraz müzikten konuşalım. Eğlenceli olanından. Aklınıza tabii ki Katy geliyor, çok haklısınız! Hakkındaki son gelişmeleri takip ettiyseniz, uzatmalı albümü Teenage Dream'den sonra karanlık bir müzik yayınlayacağını duyurmuştu Şeker Kraliçesi Katy Perry. Sonrasında neler oldu, neler değişti bilmiyorum fakat ilk gelen single Roar karanlığın kıyısından bile geçmiyordu, ki bunu zaten biliyorsunuz zira şarkı haftalarca 1 numara oldu hepimizin sayesinde.
Albüm hakkında bilgi verirken Katy fikrini değiştirdiğini, aslında karanlık bir müzik yapmak istediğini fakat bunun yapısına uymadığından, o karanlığı bir prizma yardımı ile ışığa çevirmeye karar verdiğini söylemişti; böylece albüme neden PRISM adı verildiğini anlamıştık. Ardından çıkan şarkılar gerçekten Roar'a hiç benzemiyordu, Dark Horse ve Unconditionally tamamen farklı şarkılardı. Yani Katy söylediğini yapmıştı gerçekten. Albümü kabaca inceleyecek olursak:
Elinize aldığınızda ayçiçekleri içinde, bol güneşli bir bahçede masum bir Katy Perry görüyorsunuz. Albümün birkaç versiyonu var, bunlardan sınırlı sayıda üretilenlerde minik hediyelerin yanı sıra, albüm kapağı prizma konusuna uyumluluk açısından "janjanlı" üretilmiş. Gerçekten ışık oyunu var yani jelatininde.
Tracklist Roar ile başlıyor-ki bu single ile ilgili eleştiriyi Let The War Begin postumda yapmıştım.
Legendary Lovers ile devam edilmiş ancak sıralama aynı Christina Aguilera albümlerindeki gibi, 2. şarkı basit olmalı düşüncesi ile mi seçilmiş, bilmiyorum, ama beni çekmeyen bir şarkı oldu. Başlangıcı oldukça sıradan, beat sıradan, vokal idare eder, sözler müthiş. :) Single olursa ve satarsa anca bu sözler sayesinde satar, benden söylemesi. Birthday ile Katy, müzikal anlamda büyüdüğünü anlatıyor, altyapı Kylie müziği gibi hafif devam ederken kızımız sevgilisine "Doğum Günü Hediyesi" adı altında hayatının gecesini yaşatacağını söylüyor; tatlı olarak. Walking On Air benim en çok sevdiğim şarkı oldu, sanırım her yerde çalınabilir cinsten. Vokal, ritim, herşeyiyle müthiş. Kulüpte, arabada, spor yaparken, evde, hazırlanırken, her şekilde dinlenilebilir bir çalışma. Unconditionally, aslına bakarsanız tam bir Firework 2.0. Tam bir başyapıt. Sözlerini dikkatlice dinleyin ya da okuyun. Mutlaka kendinizden bi'şeyler bulabileceğiniz bir çalışma olmuş. Katy'nin bu yanını seviyorum, bağırmaktan çekinmiyor, ve bağırırken "gerçekten" hissettiğini belli ediyor. Korkusuzca. 2. single olarak seçilen bu parça, gereken başarıyı gösteremedi, ama bu yıl çıkan sanatsal eserlerin hangisi gereken başarıyı sağladı ki? Müzik videosunu izlemediyseniz hemen izleyin!
Dark Horse feat. Juicy J ilk başlarda takdir etmediğim, hoşuma gitmeyen parçalardandı, sırf o Rap kısmı yüzünden. Juicy işin içine gerçekten suyunu sıkmış. Fakat Katy'nin karanlık yanı bir süre sonra şarkıya alıştırıyor sizi. Nasıl oluyor, inanın ben de bilmiyorum. Dinlemeniz gerek. Bu arada 3. single olarak seçildi, yakında videosu gelir. Bekliyoruz. Sözleri mi? "Beni kendi Aprhodite'in yap, demek büyü ile oynamak istiyorsun, sana siyah at gibi geliyorum" kısmını kopyaladım sizlere. Yeterli.
This Is How We Do bana biraz Leighton Meester'ın Somebody To Love single'ını hatırlattı. Sözlerinde pahalılık, markalar, nasıl davrandığı geçmesi etken oldu sanırım. Mariah Carey ve Barbra'ya da atıfta bulunulmuş bu çalışmada, bookletin o papatyalı havası tam olarak verilmiş. En güzel kısmı, son kısmında Katy'nin "Hey, dur, ne? bekle. Ritmi tekrar ver!" deyip şarkıya tekrardan ritmi katması olmuş. International Smile ise daha çok Teenage Dream-vari bir çalışma olmuş. Eski yanından tam olarak kopmasa da farklı bir tarza doğru giriş yapmış Katy'nin eski havasını koruduğunun kanıtı gibi. Tam olarak Teenage Dream parçasının esintisi var, hatta o albümün şeker kokusunu bile alabilirsiniz bu şarkıyı dinlerken. Ghost ise tam olarak One Of The Boys şarkısı. I'm Still Breathing gibi daha çok, melankolik. Bana kalırsa single olabilitesi de var. Katy'nin işine akıl sır ermiyor tabii, bekleyip göreceğiz. Love Me kaybetme korkusu yaşayan bir kızın duygularını yansıtıyor, sanki biraz fazla hızlı ilerliyor gibi geliyor insana, ama kapılabileceğiniz cinsten. Prodüktörünün Bloodshy olduğunu hatırlatmakta fayda var. Kendileri Grammy ödüllü Toxic'in yaratıcılarından biri olarak bilinir. This Moment promosyonlarda kullanmayı tercih ettiği şarkılardan oldu Katy'nin. Başlangıcı bana Britney Spears'ın Heaven On Earth'ünü hatırlatıyor, bass gitar ile başlamasından bahsediyorum tabii ki. Sözleri ayrılık konusu işlemekle kalmıyor, içinize de işliyor. Seçtiği vokal tarzı aslında çok efsanevi değil, ama şarkıya o kadar oturmuş ki, başka türlü hayal edemiyorsunuz. Çok bağırmıyor yani kastettiğim bu, ama çaresizliğini o tondan resmen damıtıyor ve dinleyenin yüzüne yağdırıyor. Double Rainbow ile ilgili herkesin ilk düşündüğü yeni bir gay marşı idi, fakat aksine, bir kızın erkek arkadaşına söylediği hayranlık dolu sözlerden oluşuyor parça. Dinlenir mi evet, single olur mu? Sia ile yazılmasına rağmen, o kadar değeri olduğunu düşünmüyorum. By The Grace Of God standart versiyonun kapanış şarkısı olarak seçilmiş. Ve tam yerinde bir seçim olmuş. Hüznüne kapılıp en baştan albümü dinleyesi geliyor insanın. Parça, One Republic'in Apologize, Adele'in One & Only, Katy'nin Ure so Gay, Waking Up In Vegas ve Not Like The Movies şarkılarının yaratıcısı Greg Wells ile yapılmış bir parça-ki bunu oldukça belli ediyor, dediğim gibi o havayı etrafınızda hissediyorsunuz hemen.
Deluxe Version'un bonus parçalarına gelecek olursak, içlerinden beni etkileyen sadece It Takes Two oldu. Başlangıcı, vokali, söyledikleri. Herşeyiyle hissedilir, elle tutulur bir şarkı. Benny Blanco yapımı, Katy'nin daha önceki California Gurls, Teenage Dream, Maroon 5'ın Moves Like Jagger, Kesha'nın Tik Tok gibi şarkılarını yapan prodüktörün elinden yani. Kalite kokuyor özetle.
Albüm, o dönem içerisinde çıkan albümler içerisinde ilk haftada en çok satan albüm statüsüne sahip. 286.000 kopya ile sanırım. Birden düşmeyip ağır ayarda pişmeye devam ediyor tabii. Şuan Amerika'da 2 milyonu geçmiş, duyduğum kadarıyla. Diğer bi deyişle, tuttu. Rekor kıramadı o başka, Katy'nin bir albümden çıkarttığı tüm single'ları Billboard Hot 100 listesinde 1 numaraya taşımasına o kadar alıştık ki, Unconditionally 'nin düşük liste durumu bizi şaşırttı. Gerçi bayan sanatçılar bakımından Lale Devri yaşanan 2013-14 sezonunda bu tarz düşüşlerin olması başarısızlık olarak adledilemez, ama durum bu.
Özetle Katy, bu sefer içinin karanlığını bir şekilde yansıtmayı gerçekten başarmış. İnsanlar onu çekemeyip sıkıldıklarını söyleseler de.
Katy'ninŞekerİmajınaBayılanÇocuktan; sevgilerle.
Lütfen yorum yapıp paylaşın! :)
Albüm hakkında bilgi verirken Katy fikrini değiştirdiğini, aslında karanlık bir müzik yapmak istediğini fakat bunun yapısına uymadığından, o karanlığı bir prizma yardımı ile ışığa çevirmeye karar verdiğini söylemişti; böylece albüme neden PRISM adı verildiğini anlamıştık. Ardından çıkan şarkılar gerçekten Roar'a hiç benzemiyordu, Dark Horse ve Unconditionally tamamen farklı şarkılardı. Yani Katy söylediğini yapmıştı gerçekten. Albümü kabaca inceleyecek olursak:
Elinize aldığınızda ayçiçekleri içinde, bol güneşli bir bahçede masum bir Katy Perry görüyorsunuz. Albümün birkaç versiyonu var, bunlardan sınırlı sayıda üretilenlerde minik hediyelerin yanı sıra, albüm kapağı prizma konusuna uyumluluk açısından "janjanlı" üretilmiş. Gerçekten ışık oyunu var yani jelatininde.
Tracklist Roar ile başlıyor-ki bu single ile ilgili eleştiriyi Let The War Begin postumda yapmıştım.
Legendary Lovers ile devam edilmiş ancak sıralama aynı Christina Aguilera albümlerindeki gibi, 2. şarkı basit olmalı düşüncesi ile mi seçilmiş, bilmiyorum, ama beni çekmeyen bir şarkı oldu. Başlangıcı oldukça sıradan, beat sıradan, vokal idare eder, sözler müthiş. :) Single olursa ve satarsa anca bu sözler sayesinde satar, benden söylemesi. Birthday ile Katy, müzikal anlamda büyüdüğünü anlatıyor, altyapı Kylie müziği gibi hafif devam ederken kızımız sevgilisine "Doğum Günü Hediyesi" adı altında hayatının gecesini yaşatacağını söylüyor; tatlı olarak. Walking On Air benim en çok sevdiğim şarkı oldu, sanırım her yerde çalınabilir cinsten. Vokal, ritim, herşeyiyle müthiş. Kulüpte, arabada, spor yaparken, evde, hazırlanırken, her şekilde dinlenilebilir bir çalışma. Unconditionally, aslına bakarsanız tam bir Firework 2.0. Tam bir başyapıt. Sözlerini dikkatlice dinleyin ya da okuyun. Mutlaka kendinizden bi'şeyler bulabileceğiniz bir çalışma olmuş. Katy'nin bu yanını seviyorum, bağırmaktan çekinmiyor, ve bağırırken "gerçekten" hissettiğini belli ediyor. Korkusuzca. 2. single olarak seçilen bu parça, gereken başarıyı gösteremedi, ama bu yıl çıkan sanatsal eserlerin hangisi gereken başarıyı sağladı ki? Müzik videosunu izlemediyseniz hemen izleyin!
This Is How We Do bana biraz Leighton Meester'ın Somebody To Love single'ını hatırlattı. Sözlerinde pahalılık, markalar, nasıl davrandığı geçmesi etken oldu sanırım. Mariah Carey ve Barbra'ya da atıfta bulunulmuş bu çalışmada, bookletin o papatyalı havası tam olarak verilmiş. En güzel kısmı, son kısmında Katy'nin "Hey, dur, ne? bekle. Ritmi tekrar ver!" deyip şarkıya tekrardan ritmi katması olmuş. International Smile ise daha çok Teenage Dream-vari bir çalışma olmuş. Eski yanından tam olarak kopmasa da farklı bir tarza doğru giriş yapmış Katy'nin eski havasını koruduğunun kanıtı gibi. Tam olarak Teenage Dream parçasının esintisi var, hatta o albümün şeker kokusunu bile alabilirsiniz bu şarkıyı dinlerken. Ghost ise tam olarak One Of The Boys şarkısı. I'm Still Breathing gibi daha çok, melankolik. Bana kalırsa single olabilitesi de var. Katy'nin işine akıl sır ermiyor tabii, bekleyip göreceğiz. Love Me kaybetme korkusu yaşayan bir kızın duygularını yansıtıyor, sanki biraz fazla hızlı ilerliyor gibi geliyor insana, ama kapılabileceğiniz cinsten. Prodüktörünün Bloodshy olduğunu hatırlatmakta fayda var. Kendileri Grammy ödüllü Toxic'in yaratıcılarından biri olarak bilinir. This Moment promosyonlarda kullanmayı tercih ettiği şarkılardan oldu Katy'nin. Başlangıcı bana Britney Spears'ın Heaven On Earth'ünü hatırlatıyor, bass gitar ile başlamasından bahsediyorum tabii ki. Sözleri ayrılık konusu işlemekle kalmıyor, içinize de işliyor. Seçtiği vokal tarzı aslında çok efsanevi değil, ama şarkıya o kadar oturmuş ki, başka türlü hayal edemiyorsunuz. Çok bağırmıyor yani kastettiğim bu, ama çaresizliğini o tondan resmen damıtıyor ve dinleyenin yüzüne yağdırıyor. Double Rainbow ile ilgili herkesin ilk düşündüğü yeni bir gay marşı idi, fakat aksine, bir kızın erkek arkadaşına söylediği hayranlık dolu sözlerden oluşuyor parça. Dinlenir mi evet, single olur mu? Sia ile yazılmasına rağmen, o kadar değeri olduğunu düşünmüyorum. By The Grace Of God standart versiyonun kapanış şarkısı olarak seçilmiş. Ve tam yerinde bir seçim olmuş. Hüznüne kapılıp en baştan albümü dinleyesi geliyor insanın. Parça, One Republic'in Apologize, Adele'in One & Only, Katy'nin Ure so Gay, Waking Up In Vegas ve Not Like The Movies şarkılarının yaratıcısı Greg Wells ile yapılmış bir parça-ki bunu oldukça belli ediyor, dediğim gibi o havayı etrafınızda hissediyorsunuz hemen.
Deluxe Version'un bonus parçalarına gelecek olursak, içlerinden beni etkileyen sadece It Takes Two oldu. Başlangıcı, vokali, söyledikleri. Herşeyiyle hissedilir, elle tutulur bir şarkı. Benny Blanco yapımı, Katy'nin daha önceki California Gurls, Teenage Dream, Maroon 5'ın Moves Like Jagger, Kesha'nın Tik Tok gibi şarkılarını yapan prodüktörün elinden yani. Kalite kokuyor özetle.
Albüm, o dönem içerisinde çıkan albümler içerisinde ilk haftada en çok satan albüm statüsüne sahip. 286.000 kopya ile sanırım. Birden düşmeyip ağır ayarda pişmeye devam ediyor tabii. Şuan Amerika'da 2 milyonu geçmiş, duyduğum kadarıyla. Diğer bi deyişle, tuttu. Rekor kıramadı o başka, Katy'nin bir albümden çıkarttığı tüm single'ları Billboard Hot 100 listesinde 1 numaraya taşımasına o kadar alıştık ki, Unconditionally 'nin düşük liste durumu bizi şaşırttı. Gerçi bayan sanatçılar bakımından Lale Devri yaşanan 2013-14 sezonunda bu tarz düşüşlerin olması başarısızlık olarak adledilemez, ama durum bu.
Özetle Katy, bu sefer içinin karanlığını bir şekilde yansıtmayı gerçekten başarmış. İnsanlar onu çekemeyip sıkıldıklarını söyleseler de.
Katy'ninŞekerİmajınaBayılanÇocuktan; sevgilerle.
Lütfen yorum yapıp paylaşın! :)
Yorumlar
Yorum Gönder