Yılların Eskitemediği Tek Dans İlahı : Jennifer Lopez
Efes Pilsen / Efes Dostları'nın süprizi ile onlara minnettar kalıp, en önden izlediğim J Lo konseri olarak tarihime geçen gün benim açımdan.
Yeri gelmişken; bir soru sormak istiyorum. Konserdeyken arkamdaki grup tartışıyordu. Jennifer Lopez'i; JLO yapan şey ne oldu sizce? İsmini kısaltmak amaçlı yapıldı da, sonradan mı marka oldu, yoksa farklı bi'şeyler var mı? Neyse siz bunu düşünürken, ben yolculuğumu anlatayım ufaktan...
Daha önceleri tabii ki J Lo dinliyordum; fakat Goin' In ile oluşan hafif bir "apaçi" etiketi vardı benim kafamda Lopez ile ilgili. Jenny'yi Jenny yapan, o New Yok bloklarından gelmesi, "Still Jenny from the block" olmasıydı. Goin' in ile bana göre; Yankee şapkasının abartılmış versiyonlarını hala devam ettirmeye çalışıyordu. Dolayısıyla parlak ceketler acayip rujlar, tarz abartısı geliyordu gözüme. Hala da o video klip için aynı şeyleri düşünüyorum gerçi. Fakat turne? İşte o inanılmazdı...
Fazlasıyla trafikte takılıp gecikerek gittik Ulker Sports Arena'ya. Tabii mekan tıklım tıklım; malum 19.000 kişi izlemeye geliyor Jenny'yi. İçeriye kapı açılış saatinden 15-20 dakika sonra girmiş olmamıza rağmen; en önden yer bulduk kendimize. Tekrar ediyorum; Efes Dostları, bir tanesiniz! En ön derken; sahne dibinden bahsediyorum. Jennifer Lopez'in elini tutmuş biri olarak söylüyorum ki; gerçekten sıcak kanlıymış! :)
Sahneyi ısıtmak maksatlı önce Bedük çıktı haliyle. Arkasından Pascal Nouma Dj'liğinde bikaç Rus bayan dansçı, gerçek anlamda insanları ısıtmaya yardımcı oldular. Pascal'ın zırt pırt tişört çıkartıp-hayranlara fırlatıp-yenisini giymesi muhabbetini saymazsak, oldukça eğlenceliydi. Gangnam Style bile, evet.
Açıkca söylemek gerekirse, JLo'nun sahnesi müthişti. Esintiler vardı, evet. Fakat şu devirde, özellikle başarılı turne direktörleri ile tüm sanatçılar ortak çalışıyorken, koreograflar sanatçılar arasında mekik dokuyorken; esinlenme olmaması mümkün mü? Hiç sanmıyorum. Zira Jamie King'in turnelerini bulmacaların 7 farkı bulun kısmına koysalar; Britney Spears-Rihanna-Madonna değişikliği dışında kalan 6 farkı bulabilir miyiz, bilemiyorum.
Açılış Get Right ile yapıldı tahmin edebildiğiniz gibi. Jennifer'ın en çok başarıya ulaşan single'ları arasında olan Get Right'ın baston ile olan dansı hafizalara kazınmış olsa gerek ki, açılış parçası olarak seçilmiş. Dansını iyice konuşturduğunu belirtmeliyim. Görsel olarak havai fişekler, dansçılar, kıyafetler çok ama çok iyi hazırlanmıştı. JLo'nun içinde kocaman bir nigga var, buna emin olabilirsiniz. Zira parıltılı şeylerden çok hoşlanıyor, Yankee tarzını çok benimsiyor. Konserin ilk kısmı, ten rengi parıltılı bir cat-suit ile sürdürüldü zira. Get Right'tan hemen sonra Love Don't Cost A Thing ile klasiğini söyleyip I'm into You ile o meşhur poposunu yaklaşık 10 dakika kadar gözümün önünde salladı, adeta titreşime aldı kadın kendini! Bu sırada sana ne oldu diye sormayın, cevap veremiyorum. Yalnız, o J Lo Poposu olayı gerçekmiş, Nicki Minaj galan hikaye yani. Bu kadar mı orantılı bir vücut olur? Olurmuş, öğrendik.

Daha sonra J Lo aşağıda hazırlanırken, ekranda beliren görüntüler sizi kilitleyiveriyor olduğunuz yere. Bi'kaç klasik Jennifer Lopez şarkısının karışımını dinlerken, JLO nun aile yaşamına bakakalıyorsunuz. Havuzda yüzerken bir anda kıyıya çıkıp ufaklıklarını öpen, orada burada gülüşen ve çocuklarına gerçekten çok fazla önem veren bir Jennifer beliriyor karşınızda. If You Had My Love şarkısını seslendirirken de aynı tarzda fotoğraf ve videolardan kolajlar devam ediyor haliyle. Ve tam bir Yunan tanrıçası edasında giyinip gelmiş, akustik gitarın yanında bir sandalyede bacak bacak üstüne atıp gayet sakin bir ses tonuna hakim olan JLo'nun asıl anlatmak istediğini çok iyi anlıyorsunuz; "Eğer aşkıma sahip olsaydın..." Until It Beats No More ile dumanların arasına karışıp mistik bir ortam yaratan bu muhteşem kadın, Hold It Don't Drop it ile döndüğünde gerçekten koskoca bir Broadway showu sergiliyor adeta. Gerek üstündekiler, gerek dansçıları, gerek arkaplanın görüntüsü, Chicago'dan fırlamış gibi üstüne üstüne geliyor insanın! Gerçi ses kayması yaşayıp kontrolu hafiften kaybedince, eğilirken mikrofon sehpasını devirip, sonra tekrardan yakalamasını iyi bildi, ama bu kesinlikle bir tezatlık yaratmadı showun gidişatı açısından. Konserin sonlarına doğru Let's Get Loud ile salsa havasını geri getiriyor, üzerinde takım bir suit ile geri dönüyor J Lo. Enerjisinden 1 gram bile kaybetmediğini kanıtlayıp üzerindekileri çıkarttıktan sonra Papi ile devam ediyor, ve dansın alasını sergiliyor yine! Bu sırada, Jenny'nin tam olarak benden "I love you" nun ne demek olduğunu öğrenip, tüm konser alanına "SENİ SEVİYORUM" diye bağırdığını da ekleme ihtiyacı hissettim şimdi. :)
Papi ile tüm Türk sevenlerini kendine aşık ettikten sonra, On The Floor ile tekrardan öldürdü herkesi haliyle. Türkiye'de sample'ları tanıdık olan şarkılar çok fazla tutuyor biliyorsunuz ki. J Lo'nun On The Floor ile sükse yapmış olması bir yana, poposu, Let's Get Loud, Jenny From The Block ve Get Right'ın yanı sıra Papi ve On The Floor ile iyice göz önüne gelmesi belki de bu yüzden. Hatta öyle ki Dance Again ve Goin In de tuzu biberi oldu, Avrupada üst üste 3 konser alan tek ülke onuruna sadece Türkiye erişti. Her showgirl'ün yaptığı gibi, J Lo da On The Floor'dan sonra veda edip Encore için Dance Again ile geri döndü.
Ve gerçek bir geri dönüştü. Sevgilisi Casper ile olan dans kısmı dahil olmak üzere, 1 dakika dahi dans etmeden sahne üzerinde durmayan Jenny'nin enerjisi tüm salonu ayağa kaldırdı. Finalde yapacağını yapıp Türkiye'yi hiç unutmayacağını, burada yaşadıklarının çok duygulu anlar olduğunu söyleyerek, bizim gibi seyirciye çok ender rastladığını belirterek, ve tüylerimizin diken diken olmasına sebep olan bi'şey yaparak; Türk bayrağı açıp, sırtına dolayıp, öpüp sarılarak gitti.
Bunca zaman sahne üzerinde olup da, dünya turnesine çıkmayarak hata yaptığının kendi de farkına vardığından olsa gerek, Jennifer Lopez turnesinin hakkını fazlasıyla verdi. Sahne ekipmanı olarak fazla sadeydi belki de. Fakat Jenny'nin dansı, o eksikliği size tattırmıyor bile. Hatta açıkları kapatmakta birebir olduğunun farkında olsa gerek, kendini kasmadan yapıyor ne yapıyorsa.
Dance Again başlamadan önce, sahnede ufak bir video yayınlanmıştı, Jennifer Lopez'in kendi kaleminden dökülmüş bir kaç kelime... "Başkasını sevebilmek için kendinizi sevmelisiniz önce." yazıyordu birinde, çok doğru... "Aşk benim için bir yolculuk." diyordu, "Bunca zamandır aşka inancım hiç bitmedi." "Ben peri masalı yaşamak istiyorum, ve bu yüzden durmak bilmiyorum."
Gerçekten, yaradanın ona verdiği nimetlerin fazlasıyla farkında olup da işe başlayan ender isimlerden biri belki de Jennifer Lopez. Çok güzel dans ediyor, mucizevi bir şekilde genç görünen çok fit bir vücudu var, ve onu korumayı iyi biliyor, sesinin getirilerinin ve sınırlarının farkında, dolayısıyla kullanım alanı hakkında çok fazla bilgiye sahip, kendi ile çok barışık ve en önemlisi, kendisini sahip olduklarıyla kabullenmiş. İşte bu yüzden; Sahnede poposunu sallayarak ilgi çekebileceğinin farkında, dans ederken yanlış yapsa bile, bir sonraki hareketi ile herkesi etkileyebileceğinin farkında. En önemlisi; insanların onu sevdiğinin farkında. Jenny kendisiyle barışık olmasının artılarını fazlasıyla görüyor kesinlikle. Muhteşem 2 çocuğa, ona aşık bir sevgiliye ve mükemmele yakın yeteneklere sahip.
Ve onu her haliyle seven / kabul eden hayranlarına...
İşte sorunun cevabı bu, onlarca yıl daha turne yapmasa bile, ümitle onu bekleyecek olan kalplerin varlığı, J Lo'yu J Lo yapan en önemli, belki de tek etken.
Bize kalanlar mı? Efes dostlarına olan bitmek bilmeyecek bir minnettarlık,Tweet2Meet ile kulise gidecekler arasına seçilmek, J Lo logolu bir kolye, bir Tour Book, VIP için yapıştırılan özel bileklik ve aldığım fosforlu bileklikler. Ha bir de, içimize girip üstümüze yapışıp evlerimize kadar giren konfeti kalıntıları... :)
Yorum bırakmayı unutmayın! ve +1'ler ? :)) <3
Yorum bırakmayı unutmayın! ve +1'ler ? :)) <3
Yorumlar
Yorum Gönder